5 Mayıs 2020 Salı

Futbolcu sendikası röportajları (2) - Rahim Zafer



Gazete Duvar için 1 Mayıs'a özel hazırladığım dosyada sekiz isimden görüş almıştım. Bunlardan bazılarıyla iki saatten fazla görüştüm, hepsine haberde yer veremedim. Deşifrelerin tam halini paylaşıyorum. 

https://www.gazeteduvar.com.tr/spor/2020/05/01/futbolcu-somuruluyor-dovuluyor-oy-hakki-da-yok/

Görüş verdiğiniz için teşekkürler hocam. Günlerdir size ulaşmaya çalışıyordum. Hak-İş’ten telefonunuzu istedim ama…

Benim numaram onlarda yoktur. ABD’ye geldikten sonra Hak-İş’ten istifamı verdim. Sendikamız da önce devroldu, sonra kapandı zaten…

Kime devroldu?

Hak-İş altında bir gruba verdiler. Hiç değilse ondan dursun dediler ama ondan sonra kapattılar herhalde… Hiçbir fikrim yok yani…

Amerika’dasınız, Dallas City’nin başındasınız. Nasıl gidiyor?

Bir arkadaşla birlikte kurduk. ABD’nin 3. Ligi’ndeyiz diyebilirim. Amatör – Yarı profesyonel bir takım… Bakalım, uğraşıyoruz, zor… Yeni yatırımlar yapıyoruz. Futbol sahalarıyla ilgili çalışmalarımız var. Korona yüzünden her şey durdu biliyorsun… İş yerleri önümüzdeki hafta açılacak ama maçlar ne zaman başlayacak, onunla ilgili bir haber almadık.

Geçmişte bir gazeteciye Beşiktaş’ın alt yapısına oyuncu göndermek istediğinizi söylemişsiniz. Kaç senedir oradasınız, kaç sene daha orada kalacaksınız, kafanızda ne var?

7-8 senedir buradayım. Çok konuştuk. Birlikte bir şeyler yapma planları da yaptık. Beşiktaş’la bir iletişimimiz oldu ama uzun sürmedi. Buradan oraya oyuncu göndermek biraz sıkıntılı oluyor. Onların planları daha farklıydı. Birlikte çalışma olanağı bulamadık.

Sendikadan umudu kestikten sonra mı Amerika’ya gittiniz? Yoksa Amerika’ya gitmeye karar verdikten sonra mı sendikayı devrettiniz?

İyi başlamıştık ama açıkçası ilerleme kaydedemeyince, bu arada aniden burası çıkınca… Belli gruplardan istediğimiz ilgiyi desteği alamayınca maalesef bıraktım. Bizim sendikamız sadece futbolcu sendikası değildi. Kulüpte çalışan tüm elemanları, çaycısına kadar kapsayan bir sendikaydı. O dönemde 2. ve 3. Lig’de yaş sınırlaması nedeniyle çok büyük sıkıntı vardı, biliyorsun. Zaten en çok da o liglerin oyuncuları ilgi gösterdiler. İlk üç ay güzel çalıştık, iyi de katılım aldık ama Süperlig oyuncularına derdimizi anlatamayınca… Özellikle yöneticiler ve üst düzey teknik direktörler konuşmayı çok iyi biliyorlar. Evet olması lazım, diyorlar ama iş üye olmaya gelince vazgeçiyorlar. Kulüplerle ilişkilerini bozmak istemiyorlar. Gelirsem başkan olurum diyen vardı, iyi gel o zaman başkan ol diyoruz, ona da gelmiyorlar. Ne bileyim, Nasreddin Hoca’nın hikayesi gibi… Bazı şeyleri insanın başına gelince anlıyorlar.

Amerika’da bir sendika var mı, üyesi misiniz?

Burada sendika yok ama Amerikan Futbol Federasyonu hocalara çok büyük destek içerisinde yani…

Taşın altına elinizi koyduğunuz için pişman mısınız?

Pişman değilim. Tecrübe oldu. Güzel işler yaptık. Federasyona gittik, dönemin ikinci başkanıyla konuştuk. Saatlerce anlattık, bizi hiç dinlemedi bile, siz niye gelmiştiniz dedi. Fatih hoca o zamanlar milli takımın teknik direktörüydü. Onunla konuştuk, o bizi başkasına yönlendirdi, kendisi doğrudan işin içine girmedi.

Terim o zaman işin içine girmedi diyorsunuz ama geçenlerde de futbolcuları sendikalaşmaya çağırdı?

Başlarına kötü bir şey gelince konuşuyorlar. Fatih hocaya bir şey demek istemiyorum. İyi bir insan… Zamanında bizi milli takıma çağırdı oynadık. O zaman bu işin içinde olmamışlardı. Keşke olsaydı.

O çağrısını görünce ne hissettiniz?

Fatih hocam da, Yılmaz Vural hocam da televizyonlarda çok konuşuyorlar ama… Yıllar önce futbolcu büyüklerimizde bu işe girmişti, aynı şeylerle karşılaştık. Kimisi siyasi bakıyor, kimisi kişisel bakıyor. Sendika nedir, dünyadaki örnekleri nedir falan, farkında değiller.

Sendika kelimesi biraz ürkütücü galiba…

Niye korkutuyor ben de onu anlamıyorum. Biz siyasi kuruluş değiliz, sadece oyuncuların haklarını savunmaya çalışıyoruz. Futbolun içinde her kesimden insan var. Siyasi ayrımlara gidemezsiniz. Öyle bir niyet akıl karı değil. En çok konuşan hocalar dahil işin içine girmeye gelince yok dediler.

Rahmetli Metin Kurt’la tanışıyor musunuz?

Tanışmıyoruz. O belki de daha ağır sıkıntılarla karşılaştı. O da belli bir noktaya getirdi ama maalesef siyasi şeylerden dolayı ileri gidemedi. İngiltere’de Almanya’da sendikalar çok iyi çalışıyorlar. Zamanında federasyona bile yardımda bulunmuşlar.

Dünya bugünlerde korona kriziyle boğuşuyor. İngiltere’den bahsettiniz. Oradaki sendika da kulüplerin futbolcu ücretlerinden yüzde 30 indirime gitme isteğini reddetti. Türkiye’de bir sendika olmadığından futbolcuların tavrını bilmiyoruz.

Kulüplerle pazarlık yapmaları lazım ama öyle bir şansları yok. Yabancılar istedikleri gibi federasyona başvuruyorlar. Yerliler kulüpte kalma için alacaklarında taviz veriyorlar. Buna hocalar da dahil. Belki yüzde 30 değil, yüzde 50 taviz verecekler. Sendika yok, her koyun kendi bacağından asılacak.

Sendika çabanızın bu şekilde sonlanabileceği aklınıza gelmiş miydi?

Alt liglerden beklediğimiz katılımı aldık. Süperlig’tekilerden de çok şey beklemiyorduk. Onlar başkanlarla kötü olmak istemiyorlar. Kendi içlerinde halletmeye çalışıyorlar. Biz belki biraz yanlış başladık, alt liglerdeki oyunculardan başladık. Üst liglerdekilerin katılmayacağından korkuyorduk ve korktuğumuz başımıza geldi yani…

Türkiye’de genel olarak sendikalaşma oranı çok düşük. Bu durum, bu toplumun, bu kültürün bir gerçeği mi?

Kültürün gerçeği… İnsanların birbirlerine güvenememesi, korkması… Belli bir sistemin yürümemesinden kaynaklanıyor. Sistemin düzenli bir şekilde gelişmemesinden, bilinçli oyuncu ve antrenör yetiştirememizden kaynaklanıyor. 

Alt liglerde sözleşmeye en düşük ücret olarak asgari ücreti yazıyorlar. Ama gerçekte futbolcular asgari ücretle çalışmıyorlar. Sözlü olarak anlaşılan bedel yansımıyor çoğunlukla... İstihdam açısından da rekabet çok daha fazla. Sözleşmeler kulüplerin isteklerine göre şekilleniyor. Doğru mudur hocam?

Doğru… Biz de bu sorunları çözmek için adımlar attık. Futbolcular alacaklarını zamanında alabilsinler. Sakatlık yaşadıklarında kulüplere muhtaç olmasınlar. Ama maalesef oyuncular da kulüplere göbekten bağlı oldukları için… Kulüp başkanları bu sendikanın kurulmasını istemiyorlar. Onlar da istedikleri gibi para harcayıp borçlanıyor. Sendika bunun da önüne geçecekti. Olmadı, çok üzüldük.

Siyasetçilerin medyanın ilgisi nasıldı?
İlk dönem fena değildi. İyi yapmışsın diyorlardı sadece, o kadar. İnsanın şevki kırılıyor.

Federasyonun kulüp – oyuncu ilişkisinde kulüpten yana olduğunu düşünüyorsunuz…

Birlikte çalışıyorlar. Federasyon kulüplerin ayakta kalmasını istiyor. Karşısında sendika gibi bir güç ister mi? Ama biz federasyonla birlikte çalışmak istiyorduk. Bir dernek var ama onlar da dernek statüsünde olmadığında bir şey yapamıyorlar.

Sendikanızı kurduğunuz dönemden bugüne sekiz yıl geçti. O günden bugüne neler değişti?

Aynı problemler, yaş sınırlamaları, yabancı sınırlamaları devam ediyor. O zaman yazılar yazıp başvurularımızı yapmıştık. Tabii imkanlarımız da sınırlıydı.

Avrupa’da sendikalar naklen yayın gelirlerinden de pay alıyor. Onların imkan dertleri de yok. Siz nasıl finanse ediyordunuz çalışmalarınızı?

Çoğunu cebimizde harcıyorduk. Kısmen Hak-İş’ten destek gördük. Birkaç ay üye aidatlarımızla devam ettik. O zamanlar 10-20 TL, sigara parası gibi aidatlar alıyorduk bazı oyunculardan, tam da alamıyorduk…

İnanmıyorum! Neden o kadar az?

Ayrı liglerdeki futbolcuların gelirlerine göre aidatlar belirlemiştik. Kimseyi fazla zorlamak istemedik. Biraz da yanlış anlaşılmamak için sembolik aidatlar topladık. Önce sendika kavramını öğretmeye çalıştık. Zaten oyuncu parasını alamıyor.

Futbolcu mağduriyetinde bahsettiğimizde bazıları gülüyorlar. Çünkü belli başlı futbolcular çok para kazanıyorlar ve bu da göze batıyor.  Hakkını araya futbolcu neden sevilmez? Hatta futbolcu hakkını aradığında taraftar kulübün tarafını tutar. Bunun sebebi nedir, basit bir haset duygusu mudur? Doğal bir taraftarlık duygusu mudur? Yoksa insanımızın güçlüden yana olması mıdır?

Bizim insanımız normalde mazlumdan yanadır. Ama spor camiasında maalesef herkes güçlünün yanında olmaya çalışıyor. Ben paramı alayım, öteki ne yaparsa yapsın…

Mesela alacağı yüzünden kulüpten ayrılan bir futbolcu taraftara ne hissettiriyor?
Bazen şöyle şeyler bile görüyoruz. Takım alacağı yüzünden idmana çıkmamış. İki oyuncu parasını almış. Onlar idmana çıkıyorlar.

Türkiye’de başkanları bağlayan bir şey yok. Olmayan parayı müsrifçe harcıyorlar. Kulübü iflasa sürüklüyor. Sonraki kongrede aday olmuyor, çekip gidiyor. Kimseye de hesap vermiyor.

O kulüpler neden batıyor, bu yüzden batıyor! Sakaryaspor, Kayseri Erciyesspor, Gaziantepspor… Onlar devlet ve sendikalar tarafından denetlenmediği için bu hallere geliyorlar.

Futbolcu sendikası röportajları (1) - Bağış Erten



Gazete Duvar için 1 Mayıs'a özel hazırladığım dosyada sekiz isimden görüş almıştım. Bunlardan bazılarıyla iki saatten fazla görüştüm, hepsine haberde yer veremedim. Deşifrelerin tam halini paylaşıyorum. 

https://www.gazeteduvar.com.tr/spor/2020/05/01/futbolcu-somuruluyor-dovuluyor-oy-hakki-da-yok/

Biliyorsunuz Fatih Terim korona virüs salgını nedeniyle maçların seyircisiz de olsa oynatılma kararına tepki göstermişti ve futbolcuları sendikalaşmaya çağırmıştı. O çağrının ardından sendika konusu gündeme geldi. Daha
 önce de Fenerbahçe otobüsünün Trabzon’da kurşunlanması olayıyla gündeme gelmişti. Ne zaman Türkiye’de bir kriz yaşansa sendika konusu gündeme geliyor, sonra da gündemden düşüyor. Bir futbol sendikasına neden ihtiyaç var? İpin ucunu neden bırakıyoruz?

Futbolcuların işçi konumunda olduklarını fark etmeleri gerekiyor. Bir sözleşme karşılığında hizmet sunuyorlar ve gelir elde ediyorlar. Ama eğlence sektörü vb. alanlarda işçi hakları çok sömürüldüğünden ve az kazanan ile çok kazanan arasındaki fark çok büyük olduğundan bir araya gelip dayanışma gösteremiyorlar. Dediğiniz gibi, sendika konusu kriz ortamlarında gündeme geliyor ama devamı gelmiyor. Bunun için iki şey gerekli, birinci futbolcunun iradesi, belki bir önderlik; ikincisi de buna uygun mevzuat… Aslında elleri çok güçlü, yani greve gittikleri takdirde yerlerine oynayacak grev kırıcılar aynı kalitede olamıyorlar. Bu nedenle futbolcunun gücünün farkında olması, sendikanın önemini kavraması gerekiyor. Futbol sendikası taşıma suyla kurulacak bir şey değil. Futbolcuların öz iradesiyle kurulacak bir şey.

Bahsettiğiniz önderliği kim sağlayabilir? Metin Kurt’a benzer bir figür mü? Yoksa Fatih Terim’in kendisi olabilir mi?

Bir siyasi mücadelenin parçası olarak sunduğunuzda Türkiye’de herkes bundan kaçıyor. O yüzden sendikayı herkesi kapsayabilecek bir hale getirmek daha mantıklı olabilir. Bundan 10 sene evvel David Beckham’ın önderliğinde bir hareket vardı. Futbolculara emeklilik ödeneğinin azaltılması nedeniyle greve gidip 3 hafta oynamamışlardı. Benzer şeyleri NBA’de de sıklıkla görüyoruz. Açıkçası herkesin saygısını kazanmış biri daha mantıklı olabilir. Fatih Terim de fena fikir değil.

Galiba aşağıdan yukarıya doğru örgütlenmesinin zor olacağını düşünüyorsunuz?

İki nedenle, birincisi yasal mevzuat uygun değil. Hemen tepelerine biniyorlar, futbolcular çok güçsüz. Hukuk sistemi yönetenler lehine… Futbolcularla kulüpler arasındaki davalara bakan mahkemeler kulüpler lehine işliyorlar. Zaten çok uzun süre kulüplerin seçtiği yargı organları bakıyordu. 

Futbolda sendika konusunu gündeme getirdiğimizde bazıları gülüyorlar. Çünkü özellikle belli başlı futbolcular büyük paralar kazanıyorlar. Hakkını arayan futbolcu neden sevilmez? Hatta kulübüyle ihtilafa düştüğünde taraftar neden kulübün yanında olur? Bunun sebebi nedir, basit bir haset duygusu mudur? Doğal bir taraftarlık duygusu mudur? Yoksa insanımızın güçlüden yana olması mıdır? Mesela alacağı yüzünden maça idmana çıkmak istemeyen, formunu kaybeden bir futbolcu taraftara ne hissettirir?

Bu tam da milliyetçiliğin siyasetteki hakimiyet gibi… Hamaset çok güçlü bir vurgu… Kulüpler de bu duygu sömürüsünü çok iyi kullanıyorlar. İnsanlar kulüpleri sadece duygularıyla seviyorlar. Bir toplum sözleşmesi de yok aralarında devlet ve toplum arasında olduğu gibi… O yüzden duygulara hitap ettiğinizde hemen “biz – onlar” kalıbı, fedakarlık vs. gündeme gelip futbolcu ötekileştirilebiliyor. Bu duygu sömürüsünün futbolcunun kazancından daha önemli bir etken olduğunu düşünüyorum. Ben hiçbir futbolcunun, en çok kazanan dahil olmak üzere, alacak sorunu yaşamadığını düşünmüyorum. Hepsinin kariyerinde mutlaka içeride kalmış parası vardır.

Alt liglerde sözleşmeye en düşük ücret olarak asgari ücreti yazıyorlar. Ama gerçekte futbolcular asgari ücretle çalışmıyorlar. Sözlü olarak anlaşılan bedel yansımıyor çoğunlukla... İstihdam açısından da rekabet çok daha fazla. Sözleşmeler kulüplerin isteklerine göre şekilleniyor. 

Bu doğru… İşte sendika en çok burada işe yarar. Üst tabakadaki futbolcunun değil, alt seviyedekinin ücretini belirliyor. Fransa’da toplu sözleşme yapılıyor. 2. ve 3. Lig için ayrı sınırlar belirleniyor. Tavan değil taban ücret üzerine pazarlık yapılıyor. Bu çok önemli.

Bugünlerde korona krizi nedeniyle İngiltere’de benzer bir pazarlık var. Kulüpler futbolculardan ücretlerinde yüzde 30’luk fedakarlık yapmalarını istedi ama futbolcu sendikası bunu reddetti. Tüm dünyada futbol sektörü daralıyor. Dünyada ve Türkiye’de geleceği nasıl görüyorsunuz?

Gerçekten futbolda büyük paralar dönüyor ve futbolcular fahiş paralar kazanıyorlar. Bu krizin biraz daha ayağımızı yere bastıracağı kesin… Bu konuda sadece kulüplerin değil, tüm kamuoyunun herkesten bir indirim talebi olduğunu düşünüyorum. Özellikle üst düzey futbolculardan bahsediyoruz. Kimse 235 milyon euro etmez. Bunun haklı bir talep olduğunu düşünüyorum. Fakat Almanya’daki gibi dayanışma usulleri var. Şampiyonlar Ligi’nden gelece paraları alt liglere dağıtma gibi… Futbolda rekabet önemli ama dayanışma daha önemli. Türkiye’de ne yazık ki bu ağ kurulmadığı için alt liglerin aleyhine bir durum olacak.

Alt liglerde maç yayını yok. Yayın olmayınca gelir de olmuyor. Takımlara, futbolculara ilgi de azalıyor. Acaba yayın gelirlerini aşağıya daha adil dağıtmak ve en azından TRT’yle alt lig maçlarını yayınlayıp kulüpleri sübvanse etmek çözüm olabilir mi?

Aslında belirli bir yere kadar ligler yayınlanıyor. Yerel televizyonlar yayınlıyor. Sadece yayın havuzu yok. Burada temel gelir kaynağı da bence yayın değil, bahis… Bahisten gelen gelirlerin daha adil dağıtılması bir şeyleri değiştirebilir.


Profesyonel sporcular bir sınıf oluştururlar mı? Futbolcu işçi midir? Başkan kapitalist midir? Taraftar müşteri midir? Emek – sermaye ilişkisi buraya ne kadar oturuyor? 

Tam olarak buraya indirgeyemiyoruz. Demin bahsettiğimiz duygusal bağlar, duygusal bir ekonomi de yaratıyor. Ama işin temeline baktığımızda futbolcular tabii ki işçidir, kulüp başkanları ve yönetimleri tabii ki işverendir. Burada kapitalist denklemin içinde olmayan şey taraftar… O da “müşteri” midir, çok emin değilim. Bu denklemde en büyük gelir kapısı başka yerlerden geliyor. Sponsorluk gelirleri, forma gelirleri… Önümüzdeki dönemde bunun yanıtını göreceğiz. Büyük ihtimalle taraftarsız oynanacak futbol…

Alt yaş kategorilerinde de yarışmacı takımlar bulunuyor. Mesela üç büyükler o kategorilerde de birbirleriyle rekabet ediyor. Ama bu çocuklar da ya bedavaya çalışıyorlar, ya da harçlık kabilinden ücretlerle… Burada da bir emek sömürüsü var mı sizce?

Olmaz olur mu? Fenerbahçe’de Merih Demiral kendisine önerilen asgari ücret sözleşmesini reddeden tek oyuncuydu. O da gitti kariyerini başka yerde kurdu. A takımda hiçbir futbolcu asgari ücretle tutulamaz, bu ancak emek sömürüsüyle açıklanabilir.

15 Aralık 2019 Pazar

Davutoğlu'nun günlüğü - Kasım ayının incelemesi



Ahmet Davutoğlu bir takım temaslar ve tartışmalarla ekim ayında gündemdeydi. Ancak iktidar baskısı, medya ambargosu, program ve kadro hazırlıkları nedeniyle kasım ayında Babacan’ın gerisine düştü. Önceki ay olduğu gibi, teşkilatlarına bina aramak ve üniversitesinin üstündeki baskıyla uğraşmak zorunda kaldı.



ÖZET


Davutoğlu, Karamollaoğlu’yla 7 Kasım’da Saadet Partisi Genel Merkezi’nde, Kılıçdaroğlu’yla da 14 Kasım’da Mümtaz Soysal’ın cenazesinde ve 30 Kasım’da ASİAD Genel Kurulu’nda görüştü. Önceki ay iki kez görüştüğü Babacan’la bu ay görüşmedi. Önceki ay katıldığı düğünlere, cenazelere vd. ziyaretlere de pek gitmedi.

Kurmayları ve yayın organı Tarafsız Haber Ajansı, partinin takvimi ve hazırlıkları hakkında kamuoyunu sürekli bilgilendirdiler. AKP’li eski siyasetçilerin harekete katılımları da sürdü. Ancak iktidarın bunu engellemeye yönelik yeni hamleleri de vardı…

1
- Numan Kurtulmuş’a bir ekip kurma ve teşkilatları toparlama görevi verildi.

2
- İstifası beklenen bazı isimler erkenden istifaya zorlandı. Bunlardan bazılarına yeni görevler verileceği, bu yöntemle bazı küskünlerin kazanılacağı söyleniyor.

3
’üncüsü de konuşma yasağı… Artık partide kimse Davutoğlu ve Babacan hakkında konuşmayacak…

Davutoğlu bu ay medyanın önüne, daha çok kapanmanın eşiğindeki üniversitesiyle geldi. Yeni Şafak’ta iktidarın tavrını eleştiren yazılar dikkat çekti. Üniversite yönetimi, akademisyenler ve öğrenciler de meseleyi gündemde tutmaya çalıştılar.

Bu ay, önceki aya göre zayıflasa da, Babacan’la işbirliği konusu da gündemdeydi. Ve önceki aya kıyasla ‘üçüncü ittifak’ ihtimali daha somut şekilde gündeme geldi. 2 Kasım’da Akşener, 12 Kasım’da Karamollaoğlu bu yeni ittifaka yeşil ışık yaktı. Kimine göre İYİ Parti’nin de içinde olacağı ittifakta CHP düşünülmüyor.

Davutoğlu oldukça zorlansa da partisine il – ilçe binaları buldu ve Kurucular Kurulu’nu da  zorlanarak şekillendirdi. Bu arada kuruluş dilekçesinin aralıkta bakanlığa teslim edilmesi neredeyse kesinleşti.

Ancak ay sonunda Babacan’ın Habertürk’te Fatih Altaylı’nın konuk olduğu program onu tamamen ikinci planda bıraktı. Buna rağmen hala bazı anketlerde Babacan’ın önünde görünüyor…


ANKETLER


Diyarbakır Sosyo Politik Araştırmalar Merkezi’ne göre Davutoğlu’nun yüzde 2.4, Babacan’ın yüzde 0.9 oyu var (6 Kasım). Konsensus’a göre Davutoğlu’nun yüzde 13, Babacan’ın yüzde 9 oyu var ( 6 Kasım). ORC’nin anketine göre Babacan’ın yüzde 11.6, Davutoğlu’nun yüzde 8.5 oyu var (27 Kasım). Ada Araştırma’ya göre Davutoğlu’nun yüzde 8.6, Babacan’ın yüzde 9.5 oyu var (27 Kasım) SAROS’a göre Babacan’ın yüzde 4.4, Davutoğlu 4.4 oyu var. (28 Kasım)


NE DEDİLER


Ekim ayında muhalefet cenahında dahi olumsuz eleştiren alan Davutoğlu’nun, kasım ayında iktidar cenahından dahi destekçileri oldu… Yine de medyada umduğu kadar yer bulduğunu söyleyemeyiz. Milli Gazete’nin Davutoğlu’na biraz daha yakın yayın yaptığı göze çarpıyor.

Hadi Özışık: Davutoğlu'nun üç yıldır AKP içinde paralel bir parti kurma çalışmalarını sürdürüyor, 81 il teşkilatında çalışmalarını yaptı. (İnternethaber – 18 Kasım)

Ahmet Kekeç: Davutoğlu önce Erdoğan’dan hükümeti kurmak için yetki aldı ama başaramadı, sonra da yetkinin Kılıçdaroğlu’na verilmesini istedi.  (Star – 20 Kasım)

Ersin Ramoğlu: Babacan ‘neden parti kuruyorsunuz’ sorusunu 'ülkenin karanlık bir tünele girdiğini hissettik' şeklinde cevapladı. Halbuki 17-25 Aralık sonrası ülkeyi tünele bu ekip sokmuştu. Karanlık tünelleri kimlerin kurduğunu bu millet iyi biliyor. Türkiye zor günler yaşarken Babacan, Davutoğlu ve Gül başka hesaplar peşindeydi. Tünellerde boğulmamızı beklediler. (Sabah – 28 Kasım)

Ahmet Kekeç: Gezi’ci, solcu, yeminli Erdoğan düşmanı akademisyenler bu okulun kadrolarına doldurulmuş. “Davutçu medya”nın öne sürdüğü gibi, işin içinde “Külliye” filan yok! (Star – 29 Kasım)

Süleyman Özışık: Şehir Üniversitesi yönetimi ucuz siyasi kurnazlıklar yaparak, "Biz Davutoğlu'na yakın olduğumuz için cezalandırılıyoruz" diye yaygara koparıyor... (Türkiye – 29 Kasım)

Zeki Ceyhan: Babacan’ın daha güçlü sanılıyor. Davutoğlu’na pek şans tanınmıyor. Buna katılmıyoruz. Davutoğlu’nu daha şanslı görüyoruz. Babacan’ı fazla “temkinli” buluyoruz. (Milli Gazete – 8 Kasım)

Hakan Albayrak: Davutoğlu’nun Erdoğan’a çağrısı ‘delikanlılığa çağrı’ dır. Babacan’la ittifak ise ‘hayırlısı inşallah (Karar – 8 Kasım)

Ahmet Taşgetiren: Bu bir faciadır. Bilek bükme hareketidir. Davutoğlu’nun canını acıtmak istediler. Arayıp özür dilemesini bekliyorlar. O üniversite İslam dünyası ile dünya arasındaki farkı kapatmaya çalışıyordu. (Karar – 12 Kasım)

Fehmi Koru: Üniversiteye kayyum, kiralanacak binaların engellenmesi, bence bunlar durumdan vazife çıkararak göze girmeye çalışanların işi ve partilerine de zarar veriyorlar. (13 Kasım)

Yusuf Kaplan: Davutoğlu’nun parti kurmasını doğru bulmuyorum ama bu durum, inşa ettiğimiz en güzel kurumlardan birini yok etmeyi, kör-topal hâle getirmeyi gerektirmez. (Yeni Şafak – 18 Kasım)

Elif Çakır: Batan inşaat şirketleri kurtarılıyor, spor kulüplerinin borçları yapılandırılıyorken karşımıza Şehir Üniversitesi çıkıyor. (T24’ün konuğu – 19 Kasım)

Ergün Yıldırım: Şehir Üniversitesi Davutoğlu’na mürit yetiştirmek üzere kuruldu. Öğrencilerin aileleri Ak Partili. Kapatmayalım ıslah edelim. Sonra faturasını Ak Parti’ye çıkarırlar. (Yeni Şafak – 24 Kasım)

Ahmet Ay: Şimdi durum farklı. Kırgın Ak Parti seçmeni hem kırgınlığını hissettirecek, hem de bu partilere oy verirken vicdan azabı çekmeyecek. Ak Parti çok netameli bir sürece giriyor. Seferberlik ilan etmeli. Yoksa “Nasıl oldu da bu hale geldik?” sorusunun cevabını aramak bir işe yaramayacak. (Milat – 26 Kasım)

Murat Sabuncu: Erdoğan, Babacan ve Davutoğlu’nu mindere çekmek isteyecektir. Davutoğlu korku duvarını aştı. 2020’de erken seçim bekliyorum. (T24 – 28 Kasım)


⇒⇒⇒⇒⇒TAKVİM


1 KASIM

- Bülent Arınç: Gül ve Babacan hakkında kötü konuşamam ama parti kurmalarını da bağışlayamam.

- Ruşen Çakır: Mustafa Yeneroğlu’nun istifası Babacan ve Davutoğlu’dan bağımsızdır. Tamamen siyasetten çekilebilir, böyle bir ihtimal var.

- Mahir Ünal: Artık yüzde 0,2’lik partiler de önemli. Babacan ve Davutoğlu iktidar olmak için parti kurmuyorlar. Bunlar parti kurmuyorlar, fırsat kolluyorlar.

-  Davutoğlu’na yakın bir kaynak: 15 Temmuz’da meydanlara çıkan il başkanları bizimle birlikte…

2 KASIM

- Davutoğlu’na yakın bir kaynak AKP’den 12-13 milletvekiliyle görüştüklerini açıkladı.

- Akşener; İYİ Parti, Saadet, Davutoğlu ve Babacan'ın kuracağı partilerinden oluşacak üçüncü ittifaka yeşil ışık yaktı.

- ADA Araştırma’nın anketine göre, Davutoğlu ve Babacan’ın toplam oyu 9,2.
Davutoğlu’na yakın Tarafsız Haber Ajansı’na göre birçok ilde binalar tutuldu, genel merkez binası aranıyor.

- Cumhuriyet’in haberine göre, Davutoğlu’na kaptırmamak için eski il başkanlarına görevler verilecek. Bu amaçla olağan kongre 1 yıl öne çekilecek. MYK üyelikleri buna göre dağıtılacak.

3 KASIM

- Duvar’ın iddiasına göre, Davutoğlu genel merkez binası için Çukurambar Konya Yolu ya da Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nde bina bakıyor.

4 KASIM

- Akit’e göre Davutoğlu’nun kurucular kurulu şekillendi. Ufuk Uras ve Etyen Mahçupyan da listede…

- BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a göre AKP’nin anketinden Babacan’a 0.7, Davutoğlu’na 0.3 oy çıktı.
Arınç, Babacan’a ve Davutoğlu’na görevler vermek gerektiğini söyledi: Onlar da acılarını kalplerine gömsünler, karşıdan hücum etmesinler.

- Davutoğlu, A Haber’in haberine tepki gösterdi: Şehir Universitesi’ne arazi tahsis sürecinde usulsüzlük yok.

5 KASIM

- Medyascope’a göre, Mehmet Emin Ekmen Babacan’a yakın, Altan Tan Davutoğlu’yla görüştü.

- Duvar’dan Nergis Demirkaya’ya göre Davutoğlu’nun partisi yüzde 60 yeni isimlerden oluşacak ve son dört ankette barajın üstünde görünüyor.

- Perinçek, “CHP + HDP/PKK + Gül + Babacan + Davutoğlu + FETÖ + İYİ Parti + Saadet Partisi’nden oluşan Amerikan projesine karşı, AKP + MHP + Vatan Partisi’nden oluşan Türkiye güçleri özellikle CHP’nin Atatürkçü kesimini kazanacak siyaset üretmek sorumluluğuyla karşı karşıyadır” dedi.

- Sözcü’den Deniz Zeyrek, AKP’den 10-15 milletvekilinin Davutoğlu için istifa edeceğini, ayrıca Yargıtay kayıtlarına göre 60 bin AKP üyesinin de yeni partilere katılmak için istifa ettiğini yazdı.

6 KASIM

- Diyarbakır Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi: AKP'liler Yeni Oluşuma Kayarken HDP'liler Sandıktan Uzaklaşıyor. Davutoğlu’nun partisi, yüzde 2.4, Babacan’ın partisi yüzde 0.9’da…

- Konsensus Araştırma Şirketi Başkanı Murat Sarı: Davutoğlu yüzde 13, Ali Babacan’a yüzde 9

7 KASIM

- Davutoğlu, Karamollaoğlu’na kongre sonrası tebrik ziyaretinde konuştu: IŞİD konusunda en az sorumluluk Türkiye’dedir. Babacan'la biz her şeyden önce dostuz, isterdik ki hep beraber olalım ama bu mümkün olmadı. Yeni partimız yıl sonunda kurulacak.

8 KASIM

- Davutoğlu ekibinin Bahçelievler'de tuttuğu il binasının mühürlenmesi üzerine, yeni bina Küçükçekmece'de tutuldu.

- Sedat Peker Davutoğlu’nun partisine katılacağı iddiasına ateş püskürdü: Biz kancık değiliz.

- Milli Gazete’den Zeki Ceyhan: Babacan’ın daha güçlü olduğu sanılıyor. Davutoğlu’na pek şans tanınmıyor. Bu kanaatlere katılmıyoruz. Davutoğlu’nu daha şanslı görüyoruz. Babacan’ı fazla “temkinli” buluyoruz.

- Karar’dan Hakan Albayrak Davutoğlu’nun Erdoğan’a çağrısına ‘delikanlılığa çağrı’ dedi. Babacanla ittifaka ise ‘hayırlısı inşallah’…

- Numan Kurtulmuş ve bazı üst düzey yöneticiler, illerdeki yeni parti çalışmalarını izlemek ve AKP'den istifa edebilecek isimleri partide kalmaya ikna etmekle görevlendirildi. Konu ile ilgili bir AKP'li yetkili, "Davutoğlu'nun pek bir varlık göstereceğini düşünmüyoruz. Daha çok Gül ve Babacan'ın partileşme çalışmalarına odaklanmış haldeyiz "

- Aydınlık'tan İsmet Özçelik, Babacancıların Topkapı’daki Avrupa Konutları’nı kullandığını ima etti: İstanbul’daki özel görüşmeler gizli bir yerde yapılıyor. E-5 yolu kenarında. Site girişinde güvenlik yüksek. Araçlar doğrudan kapalı otoparka giriyor. Oradan asansörle katlara çıkılıyor. Cemal Kaşıkçı da geçmişte aynı sitede kalırdı.

9 KASIM

- Yeniçağ’dan Fatih Ergin, Davutoğlu’nun partisi için "Umut ve Aydınlık Partisi"nin en çok öne çıkan isim olduğunu söyledi.  

- İnternethaberden Osman Diyadin: En samimi duygularla seslenmek istedim. Sayın babacan evinize dönün.

10 KASIM

- Davutoğlu genel merkezi için 10-12 yerden hayır cevabı aldı, sonunda Balgat’ta bir yer buldu.
ADA Araştırma’ya göre yeni partiler toplamda 9.2 oy alacak.

- T24’ten Candan Yıldız kulisi: “Davutoğlu’nun adalet konusundaki rahatsızlık ve hassasiyetinin parti ismine yansıyabileceği” söyleniyor. MHP’den, İyi Parti’den, AKP’den isimlerle temasları var. MHP’li eski vekil Mehmet Şandır da görüşülen isimler arasında.

11 KASIM

- Davutoğlu’na yakın Tarafsız Haber Ajansı: Davutoğlu tabelayı Babacan’dan önce asacak. Kasım ayının son haftası ya da Aralık ayının ilk haftası… Babacan ise 15 Aralık’ta partisini kuracak.

- Davutoğlu’nun kurucular kurulu henüz netleşmedi.

- Abdülkadir Selvi: Erdoğan, Gül ve Davutoğlu’dan ziyade Babacan’ı kazanmaya çalışıyor.

- AK Parti Genel Bakan Yardımcısı Erkan Kandemir, Davutoğlu ve Babacan lehine kongre öncesi gerçekleşecek istifalar hakkında konuştu: 'yenilenme' süreci kapsamında değerlendirilmeli.

12 KASIM

- Karamollaoğlu, Babacan ve Davutoğlu’nun kuracağı yeni partilerle ittifak kurabileceklerini söyledi: “İttifaklar değişebilir, yeni ittifaklar kurulabilir, görüşmelerimiz dirsek temaslarımız var”

- Babacan'ın çevresinden bazı isimler, geçtiğimiz aylarda Davutoğlu ile de son bir görüşme yaptı. Bu görüşmede, Davutoğlu'na yeni bir parti kurmak yerine kendilerine dışarıdan destek verilmesi talep edildi. Ancak Davutoğlu "Biz çok yol aldık "O kapı kapandı" dedi.

- Cumhuriyet’ten Emine Kaplan: Babacan 
20 Aralık’a kadar program ve tüzüğü şekillendirecek. Babacan’ın ekibinden bir siyasetçi, “en geç aralık ayının son haftası kurulmuş olacak” diye konuştu.

- Ömer Dinçer, Şehir Üniversitesi konusunda konuştu: Karar hukuksuzdur.

- Karar’dan Ahmet Taşgetiren: Bu bir faciadır. Bilek bükme hareketidir. Davutoğlu’nun canını acıtmak istediler. Arayıp özür dilemesini bekliyorlar. O üniversite İslam dünyası ile dünya arasındaki farkı kapatmaya çalışıyordu.

- İstifası beklenen Davutoğlu ve Babacan'a yakın isimlerin kan kaybı görüntüsü vermemek için "kan değişimi" imajı verilerek devre dışı bırakacağı öne sürüldü.

13 KASIM

- Davutoğlu ekibinden Ömer Ünal, Karamollağlu’nun ‘yeni ittifaklar kurulabilir, temasımız var’ sözlerine cevap verdi:  “İttifak arayışımız yok. Tek başına iktidar olmak için bu yola çıktık”

-Davutoğlu’nun genel merkezi Balgat - Söğütözü tarafında olacak. 

- Fehmi Koru: Üniversiteye kayyum, kiralanacak binaların engellenmesi, bence bunlar durumdan vazife çıkararak göze girmeye çalışanların işi ve partilerine de zarar veriyorlar.

- Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu Mümtaz Soysal’ın cenazesinde yan yana saf tuttu.

14 KASIM

- Yeniçağ’ın haberine göre, Babacan'ın kuracağı yeni partinin isminde 'Demokrasi' ya da 'Demokrat' ifadelerinden birinin yer alacak.

- Milli Gazete’ye göre, Kurtulmuş’un AKP’li vekillerle Babacan - Davutoğlu toplantısı: “Erdoğan rüzgarıyla oy alma dönmemi bitti. Yeni bir siyasi döneme girdik”

- Abdülkadir Selvi: Erdoğan, ABD’ye giderken uçaktan Kurtulmuş’u arıyor, uzun bir görüşme yapılıyor. Ardından Kurtulmuş, AK Parti Meclis Grup Başkanı Naci Bostancı ile irtibat kuruyor.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “milletvekilleriyle istişare toplantısı” yapılması yönündeki talimatını iletiyor.

- Selvi’ye göre Gül bütün planını cumhurbaşkanlığı üzerine yapıyor.

- BBC Türkçe’nin haberine göre Davutoğlu’nun partisinde kadın ve gençlik kolları olmayacak. Parti mütevazi bir törenle, bir otelde kuruluşunu açıklayacak.

15 KASIM

- Davutoğlu’na yakın Tarafsız Haber Ajansı: Yeni partinin adında adalet olacak.

- Milli Gazete’den Sadrettin Karaduman: Davutoğlu’nun şanslı olduğu söylenebilir. Babacan’ın Gül’den kaynaklı olduğu düşünülen aşırı temkinli tavrı insanları baydı.

16 KASIM

Sabahattin Önkibar; Saadet, Davutoğlu, Babacan – İyi Parti ve CHP olmak üzere iki ittifak oluşturulacağını söyledi.

Akit, Davutoğlu’nun doğudaki altı ilde kimlerin teşkilat çalışması yaptığını yazdı

Tarafsız Haber Ajansı: Davutoğlu partisini kurduktan sonra ilk olarak Konya’yı ziyaret edecek.

18 KASIM
- Davutoğlu ekibinden Nedim Yamalı: Kurucular Kurulu listesi tamamlandı gibi, detaylara bakılıyor. Partinin adı, logosu tam netleşmedi. 5-6 farklı seçenek var ve bir hafta içerisinde bitmiş olacak. Partinin ilk işi başkanlık sistemini kaldırmak olacak.

- Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Abdullah Sevim, Davutoğlu ve Babacan hakkında şunları söyledi: AB medeniyet projeleri olacaksa, İsrail ve ABD stratejik ortakları olacaksa, faizci kapitalist sistem onlar için vazgeçilmez olacaksa AKP’den farkları kalmaz.

- Yeni Şafak’tan Yusuf Kaplan: Davutoğlu’nun parti kurmaya kalkışmasını doğru bulmuyorum ama bu durum, inşa ettiğimiz en güzel kurumlardan birini yok etmeyi, kör-topal hâle getirmeyi gerektirmez.

- Hadi Özışık, Davutoğlu'nun üç yıldır AKP içinde paralel bir parti kurma çalışmalarını sürdürdüğünü, 81 il teşkilatında çalışmalarını yaptığını söyledi.

- AKP’den istifa eden Mustafa Yeneroğlu, Babacan ve Davutoğlu’na demokratik blok çağrısı yaptı

19 KASIM

- Davutoğlu’nun kurmaylarından Selçuk Özdağ, Sağlık Bakanlığı müşaviri Ahmet Emin Söylemez ve eşi Büşra Nur Çalar’ın bebekleri için Ihlamur Kasrı’nda yapılan gösterişli mevlit törenini eleştirdi.

- Yeniçağ’a göre, Davutoğlu ile birlikte hareket edecek olan Yeneroğlu, yeni partinin kurucular kurulunda yer alacak.

- Karar Gazetesi Yazarı Elif Çakır, T24 Manşet'e anlattı: "Batan inşaat şirketleri kurtarılıyor, spor kulüplerinin borçları yapılandırılıyorken karşımıza Şehir Üniversitesi çıkıyor"

- Erol Mütercimler: Davutoğlu ve Babacan aralık ayının son haftasında partilerini kuracak, bundan sonra ülkeyi koalisyonlar yönetecek.

20 KASIM

- Davutoğlu’nun kuracağı partinin kadın kolları başkanlığına Habibe Çiftçioğlu Başer’i getirdiği iddia edildi.
- Yeniçağ’a göre, Babacan ve Davutoğlu'nun yeni partileri ilan etmesiyle, aralık ayında AKP'de toplu istifaların yanı sıra üst düzey istifalar da yaşanacak.

- Ömer Dinçer, tedbir işleminin sürmesi halinde önümüzdeki süreçte üniversitenin elektrik, su ve doğalgaz borçlarının ödenemeyeceğini bu nedenle eğitime ara verileceğini söyledi.

- Amerikan Foreign Policy’den Umar Farooq: “Erdoğan’ın Şehir Üniversitesi gibi kurumlara saldırmayı içeren siyasi stratejisi sürerse Davutoğlu bir sonraki seçimlerde beklediğinden daha rahat edebilir.”

- Star’dan Ahmet Kekeç, Davutoğlu’nu suçladı: Önce Erdoğan’dan hükümeti kurmak için yetki aldı ama başaramadı, sonra da yetkinin Kılıçdaroğlu’na verilmesini istedi. 

- Günboyu’dan Levent Bulut: Babacan'a "Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanlığı Baş Yardımcılığı ve AK Parti Genel Başkanlığı" teklifi edilebileceği söyleniyor.

21 KASIM

- Davutoğlu’na yakın bir kaynak: ‘Partiyi kurun, gelelim’ diyen birçok belediye meclis üyesi var. Belediyelerde ağırlığımızı hissettiririz. İktidar belediye meclis üyelerinde azınlığa düşebilir.

- Şehir Üniversitesi öğrencilerinden Erdoğan’a mektup: “Cumhurbaşkanı sevdalısı Şehir’lilerden sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a açık mektup”

- Davutoğlu’nun kurmaylarından biri Independent’a konuştu: İktidar seçime girmemizi engellemek için erken seçim kararı alırsa, 'men dakka dukka' deriz. Onlardan vekil transfer edip grup kurar ve seçime katılırız.

- YÖK’ten Şehir Üniversitesi konusunda açıklama: Bizi ilgilendirmez.

- Sare Davutoğlu’nun Medipol Üniversitesi’nde bugün katılacağı program iptal edildi. Etkinliği düzenleyen öğrencilere programın iptali konusunda ise herhangi bir gerekçe bildirilmedi.

- Şehir Üniversitesi’nin akademisyenlerinden açıklama: En büyük zararı Türkiye’nin bilim hayatı görür.

- Duvar’dan Nergis Demirkaya: Davutoğlu sempatizanları teşkilatlardan ayıklanıyor. İstifa etmesi beklenenler talimatla istifa ettiriliyor. Bunlardan bazıları yeni görevler verilerek yeniden partiye kazandırılacaklar.

- MAK’ın anketine göre Davutoğlu ve Babacan’a büyük ilgi var fakat henüz oya dönüşmüş değil, kararsızlık söz konusu…

22 KASIM

- Yeniçağ’dan Fatih Ergin Davutoğlu’na yakın birinin ağzından yazdı: 2021'den önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçime cesaret edebileceğini düşünmüyorum.

- AKP Van eski milletvekili Mustafa Bilici istifa etti. Bilici’nin Davutoğlu’na katılması bekleniyor.

- Yeni Şafak’tan Faruk Beşe: Şehir Üniversitesi’ne yaptığımızın FETÖ’nün yaptığından farkı yok.

23 KASIM

- Tarafsız Haber Ajansı: Davutoğlu ve kurmayları Aralık ayının başında iki günlük kampa girecek.

24 KASIM

- Yeni Şafak’tan Ergün Yıldırım: Şehir Üniversitesi Davutoğlu’na mürit yetiştirmek üzere kuruldu. Öğrencilerin aileleri Ak Partili. Kapatmayalım ıslah edelim. Sonra faturasını Ak Parti’ye çıkarırlar.

25 KASIM

- Abdülkadir Selvi: Davutoğlu, kamuoyuna açıklamadan önce Babacan ile bir kez daha görüşüp birlikte hareket etmeyi teklif edecek.

26 KASIM

- Milat’tan Ahmet Ay: Şimdi durum farklı. Kırgın Ak Parti seçmeni hem kırgınlığını hissettirecek, hem de bu partilere oy verirken vicdan azabı çekmeyecek. Ak Parti çok netameli bir sürece giriyor. Seferberlik ilan etmeli. Yoksa “Nasıl oldu da bu hale geldik?” sorusunun cevabını aramak bir işe yaramayacak.

- Babacan: Davutoğlu’nun birleşme teklifini reddettik.

- 2-3 Aralık’ta kamp yapılacak. 100 kişilik kurucular kurulunun 30-40 kadarını Davutoğlu doğrudan belirleyecek.

- Abdülkadir Selvi: Babacan’a işbirliği teklifinde bulunmaya hazırlanan Davutoğlu teklifinin geri çevrilmesi halinde ileride işbirliği kurulabileceğini düşünüyor.

- Davutoğlu’nun kurmaylarından Selçuk Özdağ: Aralık ayının ikinci ya da üçüncü haftasında partimizi kuracağız. 2020’nin kasım ayında erken seçim bekliyoruz.

27 KASIM

- Davutoğlu’nun teklif götürdüğü bazı isimlerden aldığı sert tepkiler moralini bozuyor.

- Ada Araştırma’ya göre Davutoğlu’nun oyu 8.6, Babacan’ın oyu 9.5

- Babacan'ın Davutoğlu'na yönelik sözlerine Davutoğlu'nun sağ kolu Selçuk Özdağ’dan tepki geldi. Babacan'ın ifadesi yanlış, "şu an bile il başkanları belli değil".

- ORC’nin anketine göre Babacan yüzde 11.6, Davutoğlu yüzde 8.5

- AKP kurucularından Fatma Bostan Ünsal: Bu iki partinin sinerji yaratmasa bile toplamda yüzde 10 oy alması bekleniyor. Bu da seçmenlerde büyük kopuşlara neden olacak. 7 Haziran 2015’ten sonra AKP içerisinde görüş ayrılıkları başladı. Seçmen alternatif göremediğinden gidemiyordu.

28 KASIM

- Abdülkadir Selvi’ye göre, AKP’de Davutoğlu ve Babacan hakkında konuşma yasağı başladı.

- Mehmet Metiner Twitter’da Gül'ü, Davutoğlu'nu ve Babacan'ı hedef aldı: Erdoğan ihanet ettiniz. Adam değilsiniz. Size Reis'in hatrına saygı duyduk.

- T24’ten Murat Sabuncu: Erdoğan, Babacan ve Davutoğlu’nu mindere çekmek isteyecektir. Davutoğlu korku duvarını aştı. 2020’de erken seçim bekliyorum.

- Sempatizanları Davutoğlu’nu Türkiye’nin beklediği lider hastagiyle Twitter’da TT yaptı.

- Sabah’tan Ersin Ramoğlu: Babacan ‘neden parti kuruyorsunuz’ sorusunu 'ülkenin karanlık bir tünele girdiğini hissettik' şeklinde cevapladı.Halbuki 17-25 Aralık sonrası ülkeyi tünele bu ekip sokmuştu. Karanlık tünelleri kimlerin kurduğunu bu millet iyi biliyor.Türkiye zor günler yaşarken
Babacan, Davutoglu ve Gül başka hesaplar peşindeydi. Tünellerde boğulmamızı beklediler.

- Duvar’dan Nergis Demirkaya: AKP’lilere göre CHP’nin, “HDP ile gizli ittifak”ını sürdürmesi durumunda İYİ Parti ittifaktan kopabilir. İttifakın devam etmesi halinde bile İYİ Parti tabanından ve yönetiminden ayrışmalar olabileceği konuşuluyor. Bu gelişmelerin İYİ Parti ve DP’li bazı belediye başkanlarının üzere “dalga dalga” AK Parti’ye geçmesine yol açacağı söyleniyor.

- DP Aydın İl Başkanı Serhat Emanet, Babacan ve Davutoğlu ekibinden birilerinin sürekli olarak genel merkeze girip çıktığını söyledi. Emanet bu isimleri de açıkladı.

- SAROS araştırma: Babacan 4.4, Davutoğlu 4.4… YRP de çok oy alacak…

- Ahmet Davutoğlu: MHP, 7 Haziran’dan sonra koalisyonu reddetmişti. Şimdi inkar ediyor.

29 KASIM

- Reuters Davutoğlu ekibinden biriyle konuştu: "Yeni partinin birkaç hafta içinde İçişleri Bakanlığı'na dilekçe verilerek resmen kurulması bekleniyor. 

- Star’dan Ahmet Kekeç: Gezi’ci, solcu, yeminli Erdoğan düşmanı akademisyenler bu okulun kadrolarına doldurulmuş. “Davutçu medya”nın öne sürdüğü gibi, işin içinde “Külliye” filan yok!

- Siyasetcafe: Davutoğlu üniversite değil dergah kurmuş. Gezicileri doldurmuş.

- Abdülkadir Selvi: Babacan’ın Habertürk’e konuk olmasından sonra Davutoğlu çalışmalarını hızlandırdı. TV’de gösterilmek üzere tanıtım filmlerinin hazırlanması, aralık ayının ikinci haftasında kurucular kurulu üyelerinin açıklanması ve aynı ayın ortasında partinin kurulması gibi bir takvim hazırlanmış. Babacan’ın açıklamalarına üzülmüş. Buna rağmen partisinin kuruluşunu açıklamadan önce Babacan’la görüşmeyi umuyor. Erdoğan’ın Babacan yayınından sonra “Bizi düşmanın taşı değil, içimizden atılan güller yaralamıştır” demesi dikkat çekti. Anlaşılan o ki Babacan, Erdoğan’ı da üzmüş.

- Türkiye’den Süleyman Özışık: Şehir Üniversitesi yönetimi, ucuz siyasi kurnazlıklar yaparak, "Biz Davutoğlu'na yakın olduğumuz için cezalandırılıyoruz" diye yaygara koparıyor...

- Halkbank’tan Şehir Üniversitesi açıklaması: Mağduriyet izlenimi oluşturuyorlar. Alacağımızın peşindeyiz. Tamamen hukuki bir süreç.

30 KASIM

- Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu ASİAD Genel Kurulu’nda  bir araya geldi. Kılıçdaroğlu Davutoğlu’nu övdü, Davutoğlu alkışladı. Davutoğlu son 1.5 yılda bürokrasinin tıkandığını, krizi yönetmenin asgari şartının düşünce özgürlüğü olduğunu söyledi: “Müsteşarlıklar ortadan kaldırıldığı zaman yalvardım. Devlette sürekliliği sağlar. Yapmayın. Reforme edin dedim”


- Duvar'ın imzasız kulis haberi: “Babacan oluşumu, Saadet Partisi, İYİ Parti üçüncü bir ittifak olur” görüşünü savunan da var. AKP’liler Şehir Üniversitesi’ni ‘kendisini Danıştay’a şikayet eden solcularla ittifak halinde’ diyerek eleştiriyor.


⇒⇒⇒⇒⇒ LİNKLER


1 Kasım


2 Kasım

3 Kasım

4 Kasım

5 Kasım

6 kasım

7 Kasım

8 Kasım

9 Kasım

10 Kasım

11 Kasım

12 Kasım

13 Kasım

14 Kasım

15 Kasım

16 Kasım

18 Kasım

19 Kasım

20 Kasım

21 Kasım

22 Kasım

23 Kasım

24 Kasım

25 Kasım

26 Kasım

27 Kasım

28 Kasım

29 Kasım
https://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2019/12/01/duvar-arkasi-muhalefette-tek-endise-artik-oy/