5 Mayıs 2020 Salı

Futbolcu sendikası röportajları (6) - Doç. Muazzez Şaşmaz Ataçocuğu


Gazete Duvar için 1 Mayıs'a özel hazırladığım dosyada sekiz isimden görüş almıştım. Bunlardan bazılarıyla iki saatten fazla görüştüm, hepsine haberde yer veremedim. Deşifrelerin tam halini paylaşıyorum. Bu kez soruları ekleyemedim maalesef, burada sadece cevapları var...

https://www.gazeteduvar.com.tr/spor/2020/05/01/futbolcu-somuruluyor-dovuluyor-oy-hakki-da-yok/


90 kuşağı farklı bir futbolun içine doğduk. Tsubasa’larla büyüdük. Bugünün futbolcularında psikoloji farklı... Alt liglerden üst liglere yükselenlerin psikolojileri farklı…

Metin Kurt'la tanıştım. Onunkisi hakiki bir hak arayışıydı. Gerçek bir dayanışmayı sağlamaya çalışıyordu. Dünya görüşü nedeniyle çok şeyi elinin tersiyle itmiş bir adamdı. Yine de yapmak istediğini belli ölçüde yaptı.

Fatih Terim iyi ki bağırdı, haksız da değildi. O yüzden güçlü ya… Sadece futbol adamlığından bahsetmiyoruz. Empati kurabilen, futbolcusuna sahip çıkabilen biri…

Futbolcular sendika konusunda konuşamıyorlar. Farkında değiller ki konuşsunlar.
Sosyal medya araçları onlara daha rahat konuşma imkanı verdi ve daha bilinçli futbolcular görüyoruz ama sendikadan haberdar değiller. Sendika onlar için ürkütücü bir kavram. Spor camiasının içindekiler de bilmiyorlar. Ne yapacaklarını da bilmiyorlar. Çabalar küçük çaplı eylemle olarak kalıyor. Çünkü yukarıdan destekleri yok. Lidere, yönteme ihtiyaç var...

Taşın altına elini sokması gereken insanlar ya gerekliliğini anlamıyorlar ya da gönülden ilgilenmiyorlar. Güçlü futbolcular ve antrenörler aşağıdakilere el uzatmalı, aşağıdakiler yukarıya uzanamazlar, çünkü onlar günü kurtarmanın çabasında… Emekleri sınırlandıran bir sürü talimat maddesi var. Yukarıdan destek lazım.

Spor Emek Sen’in 2020 Ocak ayına göre 29 üyesi var. Bir ara 11’e düşmüştü.
Bazı sektörlerde sendikalar güçlüdür ama sporda sendikacılığın bunun çok gerisindeyiz. Futbol-Sen uzun zamandır yok, ne yapıyolar bilmiyorum, TÜİK verilerinde görünmüyor.

Alt liglerde düşük paralara oynayanlar da var, çok kazananlar da var, onun verdiği özgüvenle konuşanlar var. Eskiden böyle değildi transfer daha zordu. Daha farklı başkan tipleri vardı. Alt liglerde farklı başkan tipleri görüyoruz. 80 sonrası doğumlu genç ve okulu başkanlar var. Nesil farkının getirdiği şeyler var.

Alt liglerde sözleşmeye en düşük ücret olarak asgari ücreti yazıyorlar. Ama gerçekte futbolcular asgari ücretle çalışmıyorlar. Sözlü olarak anlaşılan bedel yansımıyor çoğunlukla. Alt liglerde istihdam açısından rekabet çok daha fazla. Sözleşmeler kulüplerin isteklerine göre şekilleniyor.

Son 10 yılda profiller değişti. 10 yıl önce sendikadan bahsedemezdik. İyi kötü bir şeyler değişiyor, sonuç veriyor ama çok yavaş. Kulüplerde kökleşmiş insanlar gidiyor, yenileri geliyor.

Futbolcu kaçırmalarını hatırlarsınız. Tarık Daşgün örneği vardır. Bir anda şöhretli olup alt liglere düşenler var, sendika onlara da ihtiyaç... Milyon dolarlar kazananların da farklı farklı konularda birliğe ihtiyaçları var. Sınıfdaşlık bilinci gerekiyor. Fenerbahçe otobüsünü kurşunlanması olayı mesela… Bu bir daha yaşanmayacak diye bir şey yok.

Alt liglerde bıçaklı, silahlı olaylar da yaşanıyor.
Orada olanları medya duymuyor, duysa da haber değeri olmadığı için vermiyor.

Amatör ligler istihdam alanı haline gelirken sorunlar doğdu. Orada da kayıtdışı ekonomi var. BAL 3. Lig ayarında. Amatör ama yaş sınırlaması var. Amatör ama profesyonel liglerdeki gibi kurallarla düzenlenmiş.

2016’da genişletildi. Alt liglerden kaç oyuncu milli takımlara yetişti, sayıya bakmak lazım. Kontenjan değişimi bence amaca ulaşmadı. Yaş sınırı çok kişiyi mağdur etti.

Dünyada emeğin özgürleştiği bir dönemde burada sınırlama getiriliyor. Bırakın madem serbest piyasa ekonomisi içinde bu, herkesin yeteneğiyle ayrılsın. Kontenjana takılan futbolculardan bazıları işsiz kaldı, bazıları devam etmek için düşük ücretlere razı olmak zorunda kaldılar. Sendika olmadığı için o süreçte futbolcular söz haklarını kullanamadılar.

Evet büyük futbolcular büyük paralar kazanıyorlar. Ama büyük kulüplerin de büyük eziyeti var. Çok para kazananlara kızıyorsunuz ama aşağıyı da dinlemiyorsunuz ki.  

Avrupa’da sendikalar psikolojik destekten tutun da, kariyeri sonrası iş hayatına, eğitimine kadar, hukuki desteğe kadar bir çok konuda futbolcuların yanında…

Normalde sendikaların böyle misyonları yoktur ama bu kadar özgün bir sektörden bahsediyoruz. Bu sektörde bazı gereklilikler var. Psikoloji de bunun içinde…

Kısa dönemde şaşalı bir hayat yaşasalar da bir gün biteceğini biliyorlar. Etrafında kariyerini yönlendirecek kimseyi bulamadığından harcanmış, başkanlarının transfer politikası nedeniyle kariyeri engellenmiş futbolcular var.

Bu toplumun yapısına bütüncül bakacak insanlar lazım. Futbolumuz da kültürün bir ürünü. Burada sosyologa da ihtyaç var. Çalışma ekonomisi uzmanlarına da ihtiyaç var. Düzene dair şeylerin sorgulanması gerekiyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder